OKULLAR KAN BAĞIŞ YARIŞINDA GAZİ ORTAOKULU KIZILAY’A KAN VERDİ
DEMİRDAĞ,OTOBÜS SEFERLERİ İLE İLGİLİ BİR ÇOK YERDE SIKINTI VAR
Beyza Piliç Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman ÇALIŞKAN, Genç MÜSİAD'lılara seslendi.
Genç MÜSİAD Adana'nın tecrübe paylaşım toplantısında Beyza Piliç Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Çalışkan tecrübelerini aktardı. Programın başında konuşmasını yapan Adana Genç MÜSİAD Başkanı Av. Muhammet Veysel Gök konuşmasında;
"Bizler peygamber mesleğini icra ediyoruz. Rızkımızı ticarette arıyoruz. Böylesi kutsal bir mesleği icra ederken el-emin vasfına haiz olmak için çalışmalıyız. Müslüman iş adamları olarak yalnızca kavli dua değil, fiili dua da yapmamız gerekiyor.
Kendisini yağmur duasına davet eden il müftüsüne cevap veren dönemin Adana Valisi Ziya Paşa’nın dediği gibi "gürül gürül akan Seyhan nehri dururken yağmur duasına çıkmaya hayâ ederim". İşte biz Müslümanlar olarak ilmi ve bilim yönünden kendimizi geliştireceğiz, teknolojinin verdiği imkanları en iyi şekilde kullanacağız ve aile şirketlerimizi kurumsallaştırmak adına gayret göstereceğiz. Bunun için en gerekli husus şirketteki aile hukukunu kurmaktır. İşte bugün ticari hayatıyla, çalışma disipliniyle, aile şirketi olup süreklilik arz eden büyümesiyle biz gençlere çok güzel bir örnek olan Beyza Piliç Yönetim Kurulu Başkanı Sn. Süleyman Çalışkan ile beraberiz. Kendisine aktaracağı kıymetli tecrübeler için şimdiden çok teşekkür ederim. " dedi.
Beyza Piliç Yönetim Kurulu Başkanı İlahiyatçı – Yüksek İnşaat Mühendisi Süleyman Çalışkan konuşmasında, Allah’ u Teâlâ bizi yarattı, kâinatı yarattı ve yaratırken de biz insanlara özellikle kendisinin var olduğunu ve bir olduğunu anlayabilecek bir kabiliyet verdi. İnsanlar Allah’ u Teala’ nın bir ve var olduğunu bilebilir ve bulabilirler, çünkü Allah’ u Teala’nın bizlere vermiş olduğu beyinde ve akılda bu özellikler var. Dedi.
Çalışkan konuşmasının devamında şöyle konuştu, Allah’ u Teâla’nın emri nedir, yasakları nedir, neleri yapmamız lazım neleri yapmamamız lazım şeklindeki soruların cevabını şöyle sıralayabiliriz; Allah’ u Teâla rahimdir, rahmandır ve kemal sahibidir. Dolayısıyla merhametinden dolayı emirlerini ve yasaklarını bize duyurmak için Peygamberler göndermiştir, Peygamberlerin bir kısmına kitaplar vermiştir, bu kitaplarda ve peygamberlerin tatbikatlarında Allah’u Teâla’nın bizden ne istediğini, neleri yapmamızı veya neleri yapmamızı istediğini böylece öğreniyoruz. Bundan dolayı Dünya’ da iyi bir şekilde yaşayabilmemiz için öldükten sonra da ebedi hayatımızın cennet olabilmesi için Allah’u Teâla bize peygamberler gönderdi, yaşamamızın şekli o kitaplarda yazılı. Kur’ an-ı Kerim’e Peygamber efendimizin yaşadığı ve anladığı gibi uyduğumuz şekilde dünya’ da hidayete ermiş oluruz, ahirette ise mesut olmuş oluruz.
İslamiyet gökte konuşulacak bir din değil, insanlar uygulasınlar ve tatbik etsinler diye gönderilmiş bir Din’ dir. İslam, vahiy kaynaklı ama uygulanmak için gelmiştir. Sadece konuşulmak için gelmemiştir. İslam sadece namaz kılmak, oruç tutmak, hacca gitmek, zekât vermek ve şehadet getirmekten ibaret değildir. Bu 5 şart sadece İslam’ın temelidir. İslam bir bütündür. İslamiyet ilimdir, ameldir ve ihlastır. Ne demek istiyoruz, İslamiyet öğrenilecek İlim demek, bilgi Sahibi olmak, amel etmek demek aksiyon demektir. Uygulanmalı, ihlaslı samimiyetli olmalıyız, namaz kılacaksın, ne için kılacaksın Allah rızası için kılacaksın, oruç tutuyorsan Allah rızası için tutacaksın. Bizim insanlarımızın büyük bir bölümü çocuklarının Mü’min olması için gayret göstermeleri yerine örnek veriyorum mühendis olmaları için gayret gösteriyorlar. Mühendis olalım ama önce Samimi Mü’min olalım, samimi Mü’min olması için İslamiyet’i öğrenmeliyiz ve öğretmeliyiz. 1924’ te Türkiye’ de ilk imam Hatip okulları açıldı, 1928’de okullar talebesiz kaldığı için kapatıldı ve sonrasında 1951’de tekrardan açıldı bu tarihe kadar İslami eğitim verilemediğinden dolayı, namaz kıldıracak, cenaze yıkayacak ve defnedecek kimse kalmadığı için onun üzerine ikinci dünya savaşı sonrasında dünya’ da özgürlük rüzgârları esmiş, birleşmiş milletler kurulmuş, birleşmiş milletlerin ana sözleşmelerinin birinde diyorki din hürriyeti, insanların vazgeçilmez hürriyetidir. Dolayısıyla da Türkiye’ de de İslami hava yavaş yavaş gelişmeye başlamıştır. Önceleri imam hatip kursları açılmış, İlkokullara din dersi verilmeye başlamış sonrasında ise 1951 yılında ise imam hatip okulları açılmaya başlamış. İmam hatip okullarının orta kısmını 1971 yılında kapattılar. O zaman imam hatip okullarında samimiyet fedakârlık olduğu için ülke ahalisi orayı desteklediği için güzel şeyler çıkarttı. Şimdi İslamiyet bir bütündür dedik ya bir hayır yaparken yapılacak hayırda temiz olmalı, şimdi bazı imam hatip okullarının kapısında yazıyormuş bu okul binası spor toto veya milli piyango idaresi tarafından finanse ediliyor diye yazıyor. Bu kurumların haram paralarla yapılmasına Müslümanınmüsaade etmemesi gerekiyor. İslamiyet’i mutlaka öğrenmemiz gerekiyor, ilmi beşikten mezara kadar öğreniniz sözünü örnek alarak ölünceye kadar aklımız yerindeyse bilgi öğrenmeye gayret göstermeliyiz. Çocuklarımıza yedireceğimiz lokmanın helal olması için İslami bilgilere sahip olmalıyız. Helal ve haram ile ilgili tüm ayrıntıları mutlaka bilmeliyiz. Biz kendimiz mutlaka öğrenmeliyiz ve çocuklarımıza İslam’ı öğretmeliyiz. Çalışkan mesajında, Bir adam yaşarken kendisine lazım olacak bir bilgiyi öğrenmeli ve öğretmeli, ilim çok önemli hiçbir şey yapamıyorsak öğretenlere ve öğrenenlere destek ve yardımcı olmalıyız. İslami eğitim olmaz ise bugünkü hale düşeriz. Bu ülkenin insanları dinden uzak yetiştirildi din dışı eğitim aldılar o yüzden İmanları hep şüpheli kaldı. Din dışı eğitim yüzünden genlerimiz bozuldu diyerek sözlerine son verdi.