PARTİCİLİK ÖLÜYOR MU?

24.09.2018 - Pazartesi 07:38

?

 

Particilik yani bir partiye gönül verme, sıkı sıkıya bağlanma bir ideolojiyi benimseme tüm dünyada yaygın bir şey Ülkemizde ise daha yaygın, ama kendi kuralları içerisinde Ülkemizdeki insanlar ideolojisini hayat şekliyle, yaşam felsefesiyle yoğuruyor Ve bu yüzden partisi ,ideolojis,i yaşam şeklini almış ve bir anlamda inandığı değerler bütünü olmuş ve partisinin ideolojisinin başarısı için her türlü fedakarlığa katlanmaya gönüllü razı oluyor insanlar  Teşkilatlarda görev alıyor, emek veriyor ,partisine ülkesine daha iyi hizmet etmek için meclis üyeliği, belediye başkanlığı, milletvekilliği düşlerini kuruyor En azından bu bundan on beş yirmi yıl öncesine kadar böyleydi Şimdilerde bakıyoruz Yerel seçimler geliyor bir çok belediye başkanı seçilecek ve bir çok meclis üyesi seçimlerede takribi altı ay kalmış İnsanlar aday adayı çıkacak kendini halka tanıtacak, projeler oluşturup, bu projeleri halkta kabul görecek, daha sonra seçilirse bu projeler hayata geçirilecek Oldu ya aday gösterilmedi ,halkata kabul gören projelerini aday gösterilen partili arkadaşına devredecek, onunla bereber yol yürüyüp, partisinin kazanmaasına öncülük edecek Artısındada pilava dökülen yağ araya gitmez misali yaptığı çalışmalarla aday gösterilmese bile partisinin tanınmasına yeni oylar kazanmasına katkılar sağlayacak Halk nezlindede böylece karşılık bulmuş olacak Gerçek Partili Böyle Davranır

Kazanmak isteyen gerçek anlamda hizmet etmek için yoal çıkmış, ideoloji sahibinin böyle davranması beklenir Bununda örnekleri çoktur Yakın dönemde Sn Hüseyin Sözlü, seçimlere yaklaşık iki sene kala yola çıkmış ve aday olup olmayacağını bilmeden partisine ,şehrine hizmet edebilmek için her türlü fedakarlığa katlanmış ve halkın gönlünü fethetmiştir Bu da onu başarıya götürmüştür Yine bir Şehmuz Uçar örneği verebiliriz Yıllardır sahada partisine katkı sunabilmek için

Zamanında Ömer Faruk Gerger’in seçime yıllar kala yola çıkması gibi Meclis üylerindede efsaneleşmiş isim Kadir Tümer’in aday gösterilip gösterilmeyeceğini bilmeden aylar öncesinden yola çıkıp partisi için her türlü cefayı göze alıp Adana’lının gönlünü fethetmesi gibi

Zamanında da Süllü Totuş’un Okan Güçlü’nün yaptığı gibi Aslında isimlerde önemli değil önemli olan uyguladıkları hareket tarzı Başarıya ulaşssın veya ulaşmasın bu tür insanlar hem partisinin nazarında hemde vatandaşın gözünde , unutulmayacak insanlardır Sundukları katkı için Karşılık beklemeden partisi ve ideolojisi için maddi manevi, gövdelerini taşın altına koydukları için Öyle ya kimsenin aday gösterileceğinin garantisi yok

Ama bu tür insanlar Görev Alınmaz Görev Verilir düsturuyla hareket eden Zafere Değil ,Sefere Görevli saha adamları, bir anlamda sokakla bütünleşmiş sokak savaşçılarıdır Şu an gelinen noktaya bakacak olursak seçimlere 6 ay kalmış hiç çevrenize görüyormusunuz hakkıyla çalışan gerçek anlamda ortaya çıkmış belediye başkan aday adayı ya da meclis üyesi aday adayı?

Facede çıkan sanal alemde resim paylaşıp kendi çalıp kendi oynayanlardan bahsetmiyorum

İlçe ilçe mahalle mahalle sokak sokak gezenini gördünüz mü?

Halka daha rahat daha hızlı ulaşmak için gazetelere tv lere demeç verip proje paylaşanları duydunuz mu ?

Ya miting düzenleyenleri seçim ofisi açan var mı ?Yok bir iki isim haricinde Neden çünkü çoğu Ankara’dan gelecek talimatı bekliyor önce adaylığı kesinleşssin sonra lütfederse çalışacak Tabii çalışması da şarta bağlı eğer kazanabilecek durumdaysa lütfedip çalışacak Bu durumda particilik ölmüş olmuyor mu? Karşılığı olmadan kılını bile kpırdatmam anlamına gelmiyor mu? Her şey teşkilatlardan bekleniyor olmuyor mu? Peki o bayrak asan, afiş asan, partisinin başarısı için gecesini gündüzüne katan kadın genç ihtiyar, o teşkilat mensuplarına yazık değil mi?

Yani Adana’nın kaderini böylece Ankara’nın belirlediği tepeden inme isimler belirleyecek öyle mi ? Oysaki bunun böyle olmadığını Adana her seçimde gösteriyor sanırım Tepeden inme her aday Adana’nın siyat sahnesindeki tozlu raflarında unutuluyor Yani demem o ki başkan olmak meclis üyesi olmak öyle kolay olmuyor Öyle insanlarda kolay yetişmiyor

Ve başarıya ulaşmanın yolu ANKARA’DAN DA GEÇMİYOR BİLAKİS BAŞARININ YOLU ADANA’DA MARKALAŞIP, ANKARAYA SESİNİ DUYURUP SALLAMAKTA GEÇİYOR

Bilmem anlatabildim mi? Haydi sahaya,,,

GÖKMEN OĞUR