YİĞİT, “KARDEŞÇE YAŞAMANIN TEMİNATI KUVAYİ MİLLİYE’DİR”
DEMİRDAĞ,OTOBÜS SEFERLERİ İLE İLGİLİ BİR ÇOK YERDE SIKINTI VAR
CİNGÖZLER,GERÇEK BİR DEMOKRASİ KADIN ERKEK EŞİTLİĞİNİN SAĞLANMASIYLA OLUR
MHP Çukurova ve Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi Firdevs Cingözler Çukurova Belediye Meclisinde yaptığı gündem dışı konuşmada Kadınlara seçme seçilme hakkının verilişinin 87.yılını kutladı Firdevs Cingözler'in açıklaması şöyle oldu Cumhuriyet’in ilanı ile kadınlarımız çok önemli siyasi, hukuki ve sosyal haklar elde etmişler ve bunun sonucunda da toplumsal alanda görünebilir olup, çalışma hayatına katılabilmişlerdir. Cumhuriyet döneminin en önemli kazanımlarından birisi 5 Aralık 1934’te kadınlarımızın seçme ve seçilme hakkını kazanmalarıdır. Kadınların sosyal, siyasal ve ekonomik hayata katılımlarının önünü açan bu hak demokrasinin de nişanesi olmuştur
Türk kadınlarının Seçme ve Seçilme Hakkını kazanmalarının .yıldönümünde, karar alma mekanizmalarında kadınların eşit bir temsille yer almaması üzüntü vericidir. Gerçek bir demokrasi ancak kadın erkek eşitliğinin sağlanmasıyla mümkündür.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 1925 yılında Kastamonu'da yaptığı konuşmada şöyle seslenir: "Toplumu kalkındırmak istiyorsak izlememiz gereken daha emin ve daha etkili bir yol vardır, o da Türk kadınını çalışmalarımıza ortak etmek, hayatımızı onunla birlikte yürütmek, kadını bilimsel, toplumsal ve ekonomik hayatta erkeğin ortağı, arkadaşı, yardımcısı ve koruyucusu yapmakla olur." Bu beyanıyla kadın erkek eşitliği ilkesini açıkça ortaya koyan Atatürk, Birleşmiş Milletlerin 1945’de kabul ettiği İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin 1 ve 2'nci maddelerinde ifade edilen ilkeleri çok daha önce dile getirmiştir.
Yine 1925’teki nutuklarında ATATÜRK, kadın meselesinde şunları söylemektedir: “Bir milletin yalnız erkeklerinin ilerlemesiyle o millet yükselemez. Çünkü eğer kadın aynı ölçüde ilerleme halinde olmazsa erkeğin yükselmesi mümkün değildir.” Medeni Kanunun 1926 yılında kabulü ile aile hayatına yenilikler getirmiş ve kadına erkekle eşit haklar tanımıştır.
Azimli ve inançlı Türk kadını, haklarına sahip olmada en güçlü desteği Atatürk’ ten almış ve çağdaş ülke kadınlarının önüne geçmiştir. İtalya’ da kadınlar 1948 yılında seçimlere girebilmişler. Japon kadınları ise seçim haklarını ancak 1950 yılında alabilmiştir. Medeni Kanunları aldığımız İsviçre’ de ise, kadınlar haklarını 1971 yılına kadar alamazken, İsveç ve Danimarka gibi ülkelerde de durum farklı değildir .Atatürk hayatta iken yapılan son seçim olan 1935 yılı seçimlerinde ilk kez seçilme hakkını da kullanan Türk kadını, TBMM’ ne 18 kadın milletvekili ile girmiştir.
Cumhuriyetle birlikte kadının erkekle eşit bir yurttaş olması yönünde önemli adımlar atılmış ve bu yönde önemli yasal düzenlemeler yapılmışsa da; bugün hala ülkemizde toplumsal cinsiyet eşitliği sağlanamamıştır. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması Devletin sorumluluğundadır. Kadının özgür ve eşit bir birey olduğunun kabul edilmesi kadının insan haklarının ihlalini ortadan kaldıracağı gibi, kadının karar alma mekanizmalarındaki temsilini de arttıracaktır. Kız çocuklarının kesintisiz eğitim alması, kadın istihdamını arttıracak politikalar üretilmesi, erken yaşta evlenmelerle etkin mücadele edilmesi, kadına yönelik şiddet ve istismarın önüne geçilmesi gibi kadın-erkek eşitliğini sağlamaya yönelik adımlara yönelik çalışmaların etkinlikleri hızla artılmalı gerekli yasaların yürürlüğe girmesi için tüm kurumların üzerine düşen sorumlulukları eksiksiz yerine getirmesi gerekmektedir.. Ancak o zaman gelişmiş, adil ve güvenli bir toplum inşa etmek mümkün olacaktır..
Bugün kadınlarımızın her ne kadar sayımız az olsa da devlet yönetiminde, bilimde, sanatta, sporda ve edebiyatta olduğu gibi birçok alanda gösterdikleri başarılar gurur kaynağımız olmaktadır. Türkiye Cumhuriyetinin kadınları çalışkanlığı ve azmi ile yapacağı güzel işler, açacağı yeni ufuklarla gelecek nesillere geçmişte olduğu gibi gelecek için de imzasını bırakacaktır.
Bu duygu ve düşüncelerle Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ,silah arkadaşlarının ve milli mücadele döneminde sırtında yavrusuyla cepheden cepheye koşan kahraman Türk kadınlarımızı rahmet ve minnetle anıyorum. Türk kadınına seçme ve seçilme hakkının verilişinin 87. yıl dönümünü kutlarken kadına verdiği değerle dünyaya örnek olan bir lidere sahip olmuş bu milletin mensubu olmaktan gurur duyuyorum.