Üzüntüde Sevinçte, Kederde Hülya Erdem, Ceyhanlı’nın yanında…
SAMANDAĞ’IN 188 MİLYON TL’LİK DEV İÇME SUYU PROJESİ TANITILDI
Deva Partisi Yüreğir İlçe Başkanı Hamza Milli, Mevcut iktidarın tarım ve ekonomi politikalarını eleştirerek çözüm önerilerinde bulundu.
Başkan , Hamza Milli’den Enflasyon uyarısı
Deva Partisi Yüreğir İlçe Başkanı Hamza Milli girdi maliyetlerinin artması nedeniyle enflasyonun her geçen gün battığını yapışık enflasyon ve ardından hiper enflasyona doğru gidildiğine dikkat çekti. Gazetemize önemli açıklamalarda bulunan Hamza Milli ,” Esas hemen girdi maliyetlerimizin artmasının durumunda en büyük sıkıntılardan biri de enflasyonun her geçen gün artıyor olması ve artık yani yapışık enflasyon ve ardından değil hiper enflasyona doğru gidiyor olmamız. Yani insanlar kendilerini ayarlayamıyorlar. Bunu da görmemiz lazım. Yoksa kimse evet yani şimdi ben mesela Kozan Çarşısı'nda esnafımızla konuşurken adam yirmi beş kilogramlık şekeri dört yüz liraya aldığı şekeri dört yüz yirmi beş liraya sattığı zaman ben evet o gün gün içerisinde yirmi beş TL para kazandım diyor. Fakat ertesi gün aynı yirmi beş kiloluk şeker çuvalını Dört yüz elli liraya aldığı andan itibaren öz sermayesinden yemeye başlıyor. En büyük olaylardan biri bu. Yani siz enflasyonun yapışıklı, oradan sonra da hiperaliz enflasyonu kontrol edemediğiniz andan itibaren Bunların hiçbirini kontrol edemezsiniz.” Dedi.
“İŞSİZLİK RAKAMLARI GERÇEĞİ YANSITMIYOR
Yapışık enflasyonun oradan sonra da hiper enflasyonun kontrol edilmemesinden itibaren Bunların hiçbirinin kontrol edilemeyeceğini ifade eden Başkan Hamza Milli, “ Bazı zamanlar yüzde on üç büyüdük. Yüzde on beş büyüyen bir yerde nasıl enflasyon böyle artıyor? Biz de şimdi şu yüzde şu var. bir kere işsizliğin işsizlik rakamlarımız da doğru. Diyorlar ki belli bir oranda azalış var. Fakat şu. Işçi ve işçi kurumlarına bakın altı aylık size veriler veriyor ve ne artık belli bir müddet sonra mesela bazı arkadaşlarımız artık o kurumun kapılarını aşındırıp ben işsizim. Müracaatta bulunmuyorlar ve otomatikman istatistikten çıkıyorlar. Yani o altı aylık süre içerisinde oraya gidip müracaat edenlerin birisi. Ayrıca gelelim büyüme oranlarımıza. Şu var dünyanın hiçbir yerinde yok ki kendi parasını değersizleştirip ben ihracat olarak büyüyeceğim diye bir strateji belirleyen bir ülke. Bunu yapamazsınız. Böyle bir şey yok. Siz kendi öz sermayenizi ticari işletme olarak düşünelim. Ne kadar çok eritirseniz, eritin, diyorsunuz ki, yani, biz o kadar çok büyüyeceğiz. Hayır. Sadece ve sadece üretimle büyümüş. Üretime yapılan yatırımla büyür. Her kalemde. Bunu yapmadığınız sürece olmaz. ilk etapta belli periyodislerin içerisinde dolar kurundan ilk baş, ilk kur şokundan sonra, o ay ki, ilk üç aylık yani bir yıllık ekonomik içerisinde dört tane çeyrek vardır. Ilk yakalandığınız şoktan itibaren Üç aylık periyotta büyüdüğünüzü sanırsınız. Ama aslında kendi öz sermayenizden gidiyordur. Çünkü niye? Ikinci periyotta siz bir şey ya aynı ürünü bir önceki periyoda göre yaklaşık ne kadar kur farkı yerseniz o oranda daha yüksek üretiyorsunuzdur.” Diye konuştu.
“İÇERİDE BİZ İTHALATI DESTEKLEYEN BİR YANİ HEM İÇERİDE HEM DIŞARIDA İTHALATI DESTEKLEYEN BİR POLİTİKA İZLİYORUZ”
Ülkemizdeki büyüme oranlarına ilişkin yapılan açıklamaların eksik taraflarına değinen Başkan Hamza Milli, “ Şu var dünyanın hiçbir yerinde yok ki kendi parasını değersizleştirip ben ihracat olarak büyüyeceğim diye bir strateji belirleyen bir ülke. Bunu yapamazsınız. Böyle bir şey yok. Siz kendi öz sermayenizi ticari işletme olarak düşünelim. Ne kadar çok eritirseniz, eritin, diyorsunuz ki, yani, biz o kadar çok büyüyeceğiz. Hayır. Sadece ve sadece üretimle büyümüş. Üretime yapılan yatırımla büyür. Her kalemde. Bunu yapmadığınız sürece olmaz. İlk etapta belli periyodislerin içerisinde dolar kurundan ilk baş, ilk kur şokundan sonra, o ay ki, ilk üç aylık yani bir yıllık ekonomik içerisinde dört tane çeyrek vardır. İlk yakalandığınız şoktan itibaren Üç aylık periyotta büyüdüğünüzü sanırsınız. Ama aslında kendi öz sermayenizden gidiyordur. Çünkü niye? İkinci periyotta siz bir şey ya aynı ürünü bir önceki periyoda göre yaklaşık ne kadar kur farkı yerseniz o oranda daha yüksek üretiyorsunuzdur. Evet. Şimdi düşünün bakın ki mesela en basit örneği atıyorum bir yatırımcı olarak baktığınız zaman bundan beş ay önce yüz bin dolar ne kadardı şu ana kadar? Evet. Şimdi bir de başkanım şeye dikkat ediyoruz. Yani Mustafa Kemal Atatürk zamanında tren hatlarına Fransızlara, Ruslara borcumuzu bile portakalla ödemişiz. Yani para değil. Türkiye bir tarım ülkesi. Neden biz ithal etmek durumundayız En büyük sıkıntı şu, üretim, yani i biz ithalatı destekleyen bir politika izliyoruz. Bu vesileyle de çiftçimizi demorilize ediyoruz. Oysaki bizim çiftçiyi finanse edip onu eksik olduğumuz alanlarda mesela ayçiçekte mesela buğdayda mesela Mısır'da üretime teşvik edebiliyor olmamız lazım tarımın bölgesel olarak değerlendirebiliyor olmamız lazım. Şu anlamda atıyorum burası Çukurova. Rantıble ne açıdan rantı bu? Narenciye de. Ama çeltik için işte buğday için, ayçiçeği için, mısır için belki olmayabilir. Yani bölgesel tanımı da nerede ne eksiğimiz var? bir bilim alanında ne kadar ülke olarak gelir elde ediyoruz ve hangisinde daha fazla randıman alıyoruz ona gidip çiftçilerimiz de o yönde destekleyip o doğrultuda finanse etmemiz lazım. Mesela gübre de mesela buğdayda mesela şeyde ilaçlarda mesela biz açıkladığımız tarım eylem planındaki bu Türkiye'de ilktir. mazot ÖTV'sinin belli bir kısmını çiftçimize geri vermeye taahhüt ediyoruz. Onun haricinde gübre kullandığı gübrenin Bunları eylem planlarımız da açıkladık Ve ne gübrenin de yarısını sübvanse etmeyi düşünüyoruz. Bu otomatikman bunları yaptığımız andan itibaren ne olacak? Çiftçi üretmeye devam edecek. Çünkü niye üretim konusunda teşvik ediyoruz? Bu çok önemli bir detay ama ithalata dayandığınız zaman ki şu var. gelecekte gıda çok önemli. Türkiye'nin en büyük avantajlarından birisine özellikle bu kapanma pandemi döneminde çok net anlaşıldı. Şu anda dünyanın yüzde altmış beş gıda pazarına dört saatlik mesafede” Diye konuştu.