MERCİMEK'E YAPILAN SALDIRI İYİ PARTİ'DE ŞOK YARATTI
DEMİRDAĞ,OTOBÜS SEFERLERİ İLE İLGİLİ BİR ÇOK YERDE SIKINTI VAR
SENDİKALARIN DERNEKLERİN ODALARIN KURTULUŞU
Gazeteciliğe başladığım ilk günlerden bu yana gerek sendikaların gerek derneklerin gerekse de odaların içindeyim Yaklaşık 20 seneyi aşkın bir zamandır Şimdi devasa olan bir çok sendikanın derneğin odanın ya yeni kurulduğu ya bir avuç üyesinin olduğu zamanlardan bu yana Bırakın danışmanları falan bir çok yöneticinin başkanın ismini duyulmadığı ya da o kuruluşta olmadığı zamanlardan bu yana O yüzden sendika, dernek oda olaylarına en az onlar kadar hakimim Ve üye olan vatandaşların istek ve taleplerini de üç aşağı beş yukarıda biliyorum Haliyle bu kadar yakın olunca da o çevreye hakim olduğumuzdan dolayı yapılan aksaklıklar kimi zaman hatalar hemen kulağımıza geliyor Adana sevdalısı bir gazeteci olarak ve STK'ların o kentin vazgeçilmezlerinden ve şehrin dinamiklerinden birisi olduğunun bilinciyle hareket ederek kimi zaman bu yanlışlıklar aksaklıklar konusunda gereken uyarımızı yapıyoruz Nedir sendikacılık oda dernek yöneticiliği? Aslında her birinin kuruluş amacı ve yapacakları belli Üyelerinin ya da hakim olduğu iş kolundaki, insanların hakkını aramak sorunlarını çözmek sıkıntılı anlarında yanında olmak ve seslerini duyurmak Bu yüzden insanlar üye olur Ve aidat öderler Üye sayısı arttıkça haliyle kuruluşun maddi gücü artar Kimi kuruluşlarda bu rakam aylık 80 90 bini bulur üye sayısıyla orantılı olarak Peki böyle bir devasa bir bütçeyle neler yapılabilir bir düşünün Bir kere başkan ve yöneticiler bu gelen ödenekle kocaman bürolarda deri koltuklarda oturmak yerine sürekli saha da olmalıdır Zaten bunun aksini yapanlar unutmamalıdır ki bu günkü rahatını kendinden öncekilerin durup dinlenmeden kısıtlı imkanlarla sürekli sahada olmasından dolayı almıştır Çünkü sahayı aldın mı artık şehrin tam anlamıyla dinamiği olmuş ve nabzını tutuyorsundur Her yerde şehrin hakkında söz sahibisindir Bırakın iş kolunuzu şehriniz ve ülkeniz için söz söyleme katkı koyma noktasındasınızdır Bu yüzden bunları yaparken siyattten de mümkün olduğu kadar uzak durmalısınız Çünkü bu söz söyleme hakkınız üye sayınızdan geliyor gibi görünse de gerçeğinde öyle değil sahaya hakim oluşunuzdan gelir Çünkü üye sayınız siyasi konjektüre göre geçici bir süre artabilir Ama bu sayılar kalıcı değildir Ve bu sayılar sahaya hakim değilseniz güç dengesi değiştikçe değişkenlik gösterebilir Ve başladığınız yere geri dönersiniz İşte zamanında sahaya hakim olan bir sürü isim vardı Eskilerden örnek verecek olursak İsmail Koncuk, Kamuran Karaca, Menderes Tümer, İlhami Fındık Ali Uslu, Mehmet Pala, Arif Dağlı, Metin Türkmenoğlu, Zakir Akbilmez, Kamil Köse, Muhammed Erdoğan ilk akla gelen sokak savaşçılarından dur durak bilmeden sürekli saha da olan isimlerdendi Ve aynı zamanda üyelerinin sesinin daha da fazla duyulması için basınla sürekli aracısız olarak iletişim halindelerdi Basının öneminde olarak onların yaptığı işin değerini bilerek her zaman destek çıkabilmek için özel gün kollarlardı Onlar rahat arabalara koca binalara değil insana yatırım yaptılar ve üyelerinin yeni kazanım elde edebilmesi için gecelerini gündüzüne kattılar Şimdilerde bu mirası devam ettiren isimler Durdu Girgeç, Ferhat Utlu, Bekir Nennioğlu, Mehmet Yeyen, Mehmet Tanrıöver, Selçuk Diker, Yaşar Gündoğdu vs gibi isimler İnanın hemen hemen hiç birisinin sabit kocaman bir bürosu yok Zaten olsa da bürolarında oturacak zamanlarıda yok Kimi zaman Ankara'da kimi zaman Feke'de kimi zaman Pozantı'da koşturup duruyorlar Tabii iş zor üslendikleri misyon kutsal bir adanmışlık getiriyor Ve şehir büyüdükçe sorumlulukları artıyor Bu sorumlulukları paylaşmak adına bence kimi konfederasyonlar doğrusunu yaptı Ve ilçelerde şubeleşmek yerine kimi iş kolundaki sendikalarını 2 ye 3 e hatta 4 e ayırdı Bu da onların daha atak bir yapıya sahip olmasını sağladı Ve kimi zaman üye sayısıyla orantılı olarak artan imkanlarla kimi zaman oluşabilecek güç sarhoşluğunun önüne geçilmeye çalışıldı Öyle ya başta dediğimizi gibi bazı sendikalar da aylık 50- 100 bine ulaşan ödenek on binlerce üye bazen insanın başını döndürebilir Ve bu imkanlar sahadan uzaklaştırabilir İşte bunu engellemek için kimi sendikalar şubeleşti ve hatta üç dönem kuralı koydu Çünkü başkanlık bir meslek değil bir bayrak yarışıdır Çok uzun süre koltukta kalan insanlarda işletme körlüğü oluşabilir Duyuyoruz bazı kurumlarda bu kurallar değiştirilmeye çalışılsa da işte içlerinden kopup yeni kurulan kendilerinde kayıtlı bir çok üst düzey idareciyi ve üyeyi kendi kadrosuna alabilen irili, ufaklı sendikalar şubeleşmenin ve üç dönem kuralının ne kadar önemli olduğunu göstermiş oldu Zaten içinizde küskünler oluşuyor ve sizden ayrılıp bu kadar gücünüze rağmen onlar taraftar bulabiliyorsa, ve bir çok kurumda da yetki kaybetmeye başladıysanız yanlış yoldasınız demektir Sahadan kopmuşsunuz demektir Birde sahada olmak önemli ama bunu duyurmakta önemlidir Bunun için basın organları vardır Ve basın organlarıyla bire bir dirsek teması kurmanız şarttır Eskiden olduğu gibi!! Bu yüzden basından sorumlu başkan yardımcılıklarınız vardır Danışmana gerek bile yoktur Sahadaysanız En sağlıklı olan basınla direk sizin temas kurmanızdır Çünkü danışman basınla aranıza mesafe koymak demektir bana göre Tabii kimi danışman daha çok katkı Koyar kuruluşuna ama dediğim gibi öylesine de nadir rastlanır Çünkü danışmanlık zordur Saha da olan bir sendika da Bir kere bağlantısız olmalıdır Danışman bir çok kuruluşta değil tek kuruluşta yer almalıdır Hele ki mesleki de olsa partilerden uzak durmalıdır Aksi takdirde sendikanın durduğu noktayı insanlar tam olarak göremeyebilir Yanlış kanılar oluşabilir Kimi zaman da danışman gözlerini kapayabilir kendisine yakın olanı seçebilir Etki gücü yüksek yayın organlarına ulaşmak oluşan kırgınlıkları düzeltmek size daha fayda sağlamak yerine elindekilerle yetinebilir Ve siz bunu göremezseniz Bu da kırgınlıklar düzelebilecekken daha da artmasına ve kopmalara neden olur Ve de sahayı ve medyayı kaybeden kuruluşlar gözlerini ve seslerini kaybederler Danışman mı hemen yoluna bakar yeni ufuklara yelkenler açar Tabii biz unutursak!!!
O yüzden bana göre sendikaların derneklerin odaların tek kurtuluşu sahada olmak ve basınla ilişkileri sıkı sıkıya aracısız tutmaktır Görelim bakalım mevlam neyler neylerse güzel eyler