ABDULKADİR KAPLAN' DAN, MEVLİD KANDİLİ KUTLAMASI
DEMİRDAĞ,OTOBÜS SEFERLERİ İLE İLGİLİ BİR ÇOK YERDE SIKINTI VAR
BAZI SENDİKALARDA İÇİNE KAPANMAYA BAŞLADI
Sendika çalışanların mevcut haklarını korumak, sorunlarına çözüm bulabilmek ve yeni haklar kazanabilmek için kurduğu birliktelik Ülkemizdeki gibi duygusal olarak baktığımızda sendika bir çoğu aynı inançla aynı dünya görüşüyle, aynı hedefe yürüyen kişiler topluluğu Sendika deyip geçmeyin, şehrin siyasi partilerden sonra en büyük topluluğu Aileleri ile beraber yüz binlere ulaşan bir kitle Bu bağlamda baktığın da hem Devlet, hem Millet, hem de şehri için önemi çok büyük Tabi ki anlayana !!!
Öyle ki sendikalar Eskilerde çok aktif olur, sürekli saha da, halkın içinde olur, etkin olduğu kurumlarda sorunların çözümünü sağlayarak, hem çalışanın rahat bir hizmet vermesine yardımcı olur, hem de vatandaşın rahat bir hizmet almasına Öte yandan da elindeki bu güçle, toplumsal olaylara da kayıtsız kakmaz, Devleti Milleti için hep en ön safta yer alır Şehrinin problemlerinde de ilk ses çıkartan, tepkisini ortaya koyan bir topluluk olarak bilinirdi
Etki alanı sadece şehriyle sınırlı olmaz, üyesinin veya ihtiyacı olan vatandasın yardımına, hangi şehirde olursa olsun sendikal birlikteliği sayesinde (Hastaneden, Konaklamaya, Sgk dan İmar'a Dsi'ye, Maliye'ye kadar) mevzuat çerçevesinde yardımcı olurdu Basınla'da, Siyasetle'de diyalogları, dostlukları kuvvetli olur Şehrinin üyesinin ve hemşerilerinin refahı, saadeti konusunda dirsek temasları hiç kesilmezdi Üye sayıları, o zamanlar az olduğundan, kısıtlı ödeneklere rağmen, sosyal sorumluluk projelerinden de kaçınmaz, elindekini, avucundakini, gerektiği yerde cebindekini paylaşırdı İste bu davranışlar bazı isimleri efsaneleştirmişti
İlk akla gelenler Ali Uslu, merhum Mustafa Yakar, Menderes Tümer, İsmail Koncuk, Kamuran Karaca, Feridun Altıparmak, Arif Dağlı, Muhammed Erdoğan, Metin Türkmenoğlu, Kaya Kağızman,, Nevjn Canlı, Kamil Köse, Zakir Akbilmez, Mehmet Yeyen, Mehmet Tanrıöver, Metin Memiş,;Recep Kurum, Durdu Mehmet Girgeç, İlhami Fındık, Nazmi Büyükyağbasan, Seval Uran, Demet Cardak, Selçuk Diker, Yaşar Gündoğdu, Veli Küçük, Rıfat Çelik gibi isimler Bu ve benzeri isimler o yıllar o kadar etkin ve yetkindi ki Adana'lı rahattı, kolları her yana uzanıyordu sendikaların, Devleti, Milleti, Üyesi ve Kenti için
Hiç unutmam bir ara Uşak"a yolum düşmüş Hiç tanımadığım bu şehirde, bir sorunla karşılaşmış ve yalnız kalmıştım İste sendikalar, binlerce km uzaktan, bana elini uzatmış ve o şehirde bir anda binlerce kişilik ailem olmuştu Şimdilerde bakıyoruz, Tek Tükleri, saymazsak, sahada sendikacı görebiliyor musunuz, ya sokakta, ya şehrimizi ilgilendiren herhangi bir konuda, bırakın başka şehri, bu şehirde bir sorunla karşılaştığınız da ?
Tamam belki üye sayıları, o yıllara göre çok arttı, farklı etkenlerden dolayı Ama nicelik mi nitelik mi sizce? Çağa mı ayak uydurdular profesyonelleştiler mi? Peki ne kazandılar ne kaybettiler?
Bir de bazılarında ekonomik sorun, belediyelerden sirayet etti galiba bu söylem, paramız yok!!!
İyi de üye sayınız arttı, ödenek çoğaldı, eskisi kadar sahada da değilsiniz, nasıl para yok? Bir çoğunuz 2- 3 dönemdir görevde Kendi kendinize enkaz mı bıraktınız yoksa ? Mal aldık, taşınmaz alıyoruz diyeceksiniz, Sendikanın ilk amacı bence bu olmamalı Çünkü bana göre üyelerine, vatandaşına, şehrine katkı sunmak daha önemli tıpkı eskiden olduğu gibi
Ödeneğin kalmazsa, katkı sunamazsın Sahada fazla olamazsın Bu da haliyle Sendikanın dış bağlantısını, halkla irtibatını keser ve içe kapatır
Unutmayın, tarihte içine kapanan hiç bir kurum veya kuruluşun büyüdüğü ve ayakta kaldığı görülmemiştir
Benden söylemesi !! Şapkayı önümüze koyma zamanı